"Kendine Ait" kitabının bir yazılma hikayesi var mı? Nasıl ortaya çıktı?
Yıllardır kadınlarla çalışıyorum. Birlikte olduğumuz her alanda, yalnız olmadığımızı her fark ettiğimizde nasıl bir güç ve umut doğduğuna şahit oluyorum. Bir gün “Kadınlara umut verecek, yalnız olmadıklarını hissettirecek bir hikâye yazmak istiyorum.” dedim ve yola koyuldum.
Kitapta yer alan olaylar ve karakterlerin gerçek hayatta bir karşılığı var mı yoksa sadece kurgu mu?
Hikâye tamamen bir kurgu. Elbette bizzat deneyimlediğim ve şahit olduğum birçok hikayenin yazma sürecime etkisi olmuştur ancak olayların ve karakterlerin gerçek hayatta birebir karşılığı yok.
Kitabın adını niçin "Kendine Ait" koydunuz? Nasıl karar verdiniz bu isme?
Kendine Ait’in ana karakteri, ülkeden ülkeye göçerken kendinden de göçmüş, hiçbir yere ve hiç kimseye ait hissetmemiş bir kadın. Hikâye ilerlerken, bir uyanışa, bir zirve anına tanık oluyoruz ve tam o anda karakterimiz onca zaman bir yerlere ait olmak için gizlediği doğasına sahip çıkmayı seçiyor. Önce kendine ait olduğunu keşfediyor. Bu nedenle kitabın isminin ‘‘Kendine Ait’’ olmasını istedim.
Romanda sıklıkla geçen mekanlardan biri de Burgazada. Burgazada’nın sizin için nasıl bir önemi var?
Burgazada, yaklaşık bir buçuk kilometrekare alanda yirmi etnik grubun bir arada huzurla yaşayabildiği bir yer olması anlamında önemli bir metafor. Burgazada halkı, birbirlerinin farklılıklarına saygı duyabilen, farklılıklarıyla ‘‘biz’’ olabilen bir halk. Yıllar boyu kendini hiçbir yere ait hissetmemiş olan karakterimiz de orada kendine bir yer bulabildiğini, oranın bir parçası olabildiğini hissediyor. Kendini ilk kez ‘‘yuvada’’ hissettiğini söylüyor.
Kitapta, “Bir kadının hikayesi yalnızca bir kadının hikayesi değildir.” şeklinde bir söz var. Ne demek istiyorsunuz burada?
Öncelikle bizden önce yaşayan kadınların hikayelerinin de bizim hikayemizin bir parçası olduğunu vurgulamak istedim. Bunun yanında, kadınlar olarak hikayelerimiz farklı gözükse de hislerimizin, yaralarımızın, özlemlerimizin ortak olduğunu, bireyleşme yolculuklarımızda ilerlerken birbirimizin elini tutabileceğimize işaret etmeyi hedefledim.
Kitapta karakterler astrolojiden de yararlanıyor. Örneğin 42. yaş ritüeli. Nedir bu 42. yaş ritüeli?
42 yaşın astrolojik karşılığı, karakterin yaşına karar verdikten sonra karşılaştığım bir bilgiydi. İncelediğim astroloji kaynaklarına göre, 42 yaşında, aydınlanma, uyanış, özgürleşme ve özünü keşfetmeyi temsil eden gezegen Uranüs, doğduğumuz andaki konumunun tam karşıt noktasına geliyordu. Uranüs transitiyle hayatımızda eskiyen ve işlevselliğini yitirmiş olan yapıların ani kopmalarla sona ermesinin muhtemel olduğunu gördüm. Bu dönem, orta yaş krizi olarak adlandırdığımız dönemle de eşleşiyordu. Çevremdeki birçok insanın da o dönemde benzer şeyler yaşadığına şahit olmak çok dikkat çekiciydi. Bu nedenle bu bilgiyi kullanmaya karar verdim.
Roman karakterleri çoğunlukla kadınlardan oluşuyor. Bir kadın hikayesi mi anlatmak istediniz?
Evet, amacım kadınların ve erkeklerin okurken kendi bireyleşme yolculuğundan izler bulabileceği bir kadın hikayesi yazmaktı.
"Kabilesini Arayan Kadınlar" isimli podcast seriniz epey ilgi gördü. Yeni bir seri gelecek mi?
Kabilesini Arayan Kadınlar podcast serisine devam etmeyi planlıyorum. Kırklı yaşlarda yaşanan dönüşümlerle ilgili bir podcast serisi yapma niyetim de var, gelecek günlerde üzerinde çalışmayı hedefliyorum.