Dünya değişiyor. Filmler, diziler, sesli kitaplar bir hayli yaygınlaşmışken basılı kitap okuma oranları ülkeden ülkeye farklı gösteriyor. Sahi, hangi ülke güncel olarak neleri okuyor? Klasikler hala popüler mi? Yazarlar kendi ülkelerinde yazar kimlikleri ile değer görüyor mu? Mürekkep Söyleşiler’in yeni röportaj serisinde Almanya, Hollanda ve İtalya’ya uzanıp kafamızdaki sorulara cevap arayacağız.
Son ülkemiz Hollanda, son konuğumuz ise Eva Meijer oldu.
Eva Meijer; Hollandalı yazar, oyuncu, felsefeci, söz yazarı ve şarkıcı olarak tanınıyor. Kitapları dünya çapında ilgi gördü ve şimdiye kadar 17 dile çevrildi. Yayımlanmış dokuz kitabından ikisi Türkiye’de okurlarla buluştu. Kuş Evi (2018) adlı kitabı Nebula Kitap, Hayvanlar Konuşa Konuşa (2019) adlı kitabıysa Kaplumbaa Yayınevi tarafından yayımlandı. Kuş Evi, okurların oluşturduğu jüri tarafından BNG Bank Literatür Ödülü’ne layık görüldü.
Mürekkep Söyleşiler'de bu hafta Eva Meijer ile güncel Hollanda edebiyatını konuştuk.
Hollandalı edebiyat okurları şu anda neleri takip ediyor?
Okuyucular her şeyi okuyor. Yeni ve eski medyanın çokluğu nedeniyle, diğerlerine hakim olan bir yazar ya da akım yok; bazı okuyucular gazetelerdeki eleştirileri takip ederken, diğerleri BookTok'u takip ediyor. Ancak her zaman Hollanda edebiyatı ile çeviri edebiyatın bir karışımı takip ediliyor. Belki okuyucular gerçek hikayeleri, otobiyografik çalışmaları eskisinden daha çok seviyorlar. Özellikle de bu hikayeler şiddet ya da büyük drama içerdiğinde. Medya zaten gürültülü olan hikayeleri güçlendiriyor ve medya şu anda etkili.
Hollandalı okuyucular klasik eserlere nasıl bakıyor? Okumaktan keyif alıyorlar mı?
Okuyan klasikleri de okuyor ama ‘klasik’ olarak görülen şeyler değişiyor. Büyüdüğümde 'büyük üç' vardı; savaş sonrası üç yazar Jan Wolkers, Gerard Reve ve Harry Mulish. Ancak artık insanlar kadın yazarları ve farklı etnik kökenden olan yazarları yeniden keşfediyor; bu nedenle kanonun bir parçası olan kişi değişiyor; bu da susturulan sesleri dahil etmek açısından önemli. Örneğin, büyük üç artık büyük dörtlü oldu; buna Hella Haasse de eklendi.
Türkiye'de son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle kitap okuma oranında bir düşüş yaşanıyor. Bu Hollanda edebiyatı için de geçerli mi?
Romanlar ve şiirler daha az okunuyor, ancak kurgu dışı kitaplar gibi diğer kitaplar da o kadar kötü durumda değil. Şiir internette iyi çalışabilir. Bazı kitap blog yazarları edebiyatı teşvik ediyor, böylece sosyal medya da tam tersi şekilde çalışabilir. Belki gelecekte kağıt kitaplara geri dönüş bekleyebiliriz. Sosyal medyanın her yerde bulunması çok fazla stres yaratıyor ve birçok insan (öğrenciler ve gençler de dahil) tükenmişlik yaşıyor. Okumak hayatı yavaşlatmaya, dikkatli düşünmeye yardımcı olabilir ve hayal gücünü televizyon dizileri veya telefonunuzdan başka şekillerde de etkiler.
Hollanda'da gençler genel olarak ne tür kitapları okumayı tercih ediyor?
Yeni bir trend olarak gençler İngilizce kitap okumayı seviyor. Ancak daha genel olarak gençler çevrelerindeki dünya hakkında okumayı, bu dünyadaki kendi konumlarını anlamayı ve kendi kimliklerini bulmayı severler. Kuzey Denizi'nin Hollanda'yı sular altında bırakmasıyla ilgili, kısmen siyasi hiciv, kısmen de insanlık sonrası hikaye olan bir roman yazdım. Gençler bu kitabı seviyor çünkü iklim değişikliğiyle ilgili soyut haberleri mizahi bir dille anlatıyor.
Ülkenizde yazar olarak değer gördüğünüzü düşünüyor musunuz?
Çalışmalarım genellikle henüz ana akımda yer almayan fikirler ve konularla ilgili ve Hollandalıların 'normal davran, sonra yeterince çılgınca davranırsın' diye bir deyişi var, bu yüzden bazen yeni olan şeyleri zor buluyorlar. Ayrıca üsluba da değer vermiyorlar, oysa benim için özellikle romanlarda dil çok önemli. Ancak konuşma yaptığımda pek çok dikkatli, samimi ve açık okuyucuyla karşılaşıyorum, dolayısıyla okuyucularım ve çalışmalarıma yanıt verenler tarafından değerli olduğumu hissediyorum. Değer verilmemesinden de rahatsız değilim. Önemli olan iş, eğer insanlar okursa ve beğenirse bu bir bonus ama bunun benimle hiçbir ilgisi yok. Benim işim kitapların hakkını vermek ve yazmaktır.
Hollanda'da Türk edebiyatına ilgi nasıl? Hollanda Krallığı'nda Türk yazarlar biliniyor mu?
Buradaki en ünlü Türk yazar muhtemelen Orhan Pamuk'tur, ancak küçük bir ülke olarak iyi bir çeviri geleneğimiz var ve birçok Türk yazarın eserleri Hollandaca'ya çevrildi. Ayrıca ikinci ve üçüncü nesil Hollandalı-Türk yazarlardan oluşan geniş bir topluluğa sahibiz. Türk mirasına sahip en ünlü genç yazarlar Özcan Akyol, Murat Işık ve Lale Gül'dür. Hepsi kültürler arasında büyümek hakkında yazıyor.