İbrahim Halil Öztürk yazdıÜlkemizde 30 Ağustos’ta Kaç Sevgilim adıyla gösterime giren Strange Darling, gerilimseverlerin yüzünü güldürüyor. Outlaws and Angels (2016) filminin de yönetmenliğini yapmış olan J. T. Mollner, klasik kalıpları kırarak hikâye anlatımına daha derin bir perspektif kazandırma üzerine kuruyor yeni filmini. Anlatısal olarak seyirciye alışılmışın dışında bir deneyim sunan filmin başrollerinde ise Willa Fitzgerald ve Kyle Gallner yer almakta.Seri katil türüne yenilikçi bir yaklaşım getiren yönetmen J. T. Mollner, hikâyeyi altı bölüme ayırarak kronolojik sırayı bozuyor ve izleyiciyi sürekli olarak olayları yeniden değerlendirmeye zorluyor. Gerilim filmleri genelde izleyiciyi tetikte tutmayı hedefler; bunu hızlı olay örgüsü, sürpriz gelişmeler ve karakterler arası gerginlikle başarır. Ancak Mollner, bu geleneksel unsurları kendi tarzıyla harmanlayarak doğrusal olmayan zaman çizgisi ile heyecan dolu sahneleri daha sakin ve diyalog ağırlıklı anlarla dengeliyor.
Film "gerçek bir hikâyeye dayanıyor" iddiasıyla izleyiciyi daha da korkutmaya çalışsa da bunun gerçek olmadığını baştan belirtelim. Sırtını dayadığı öykü aslında oldukça sıradan: Bir seri katil ve kurbanının arasındaki tehlikeli ve ölümcül bir kovalamaca etrafında şekillenen bir kedi-fare oyunu. Kaç Sevgilim’de karakterler arası dinamikler ön plana çıkarken gerilim sıradan bir av ve avcı kovalamacasının ötesine taşınıyor. Yönetmen, tedirginliğin dozunu yalnızca şiddet ya da tehdit unsurlarıyla değil, zamanla oynadığı kurgusal dokunuşlarla da arttırıyor. Mollner’in bu hamleleri seyircinin dikkatini sürekli ayakta tutan bir yapı inşaa etmesine yardımcı oluyor elbette. Bölümlerin sıralanışı ise 3-5-1-4-2-6 ve KAPANIŞ.Aynı zamanda deneyimli bir oyuncu olan Giovanni Ribisi’nin görüntü yönetimi, izleyiciye karakterlerin iç dünyasını daha yakından hissettiren görsel bir dil sunuyor. Minimal oyuncu kadrosunun performansını ve neredeyse tek bir mekânda geçen filmin atmosferini daha da zenginleştiren ise benzersiz müzikler. Hem ürkütücü hem de nazik tonlarıyla dikkat çeken şarkılar indie rock sanatçısı Z Berg tarafından bestelenmiş. Folk tınılarıyla atmosfere katkı sağlayan müzikler, filmin karanlık romantizmine ürpertici bir güzellik sunuyor. Yönetmenin Z Berg'le olan işbirliği, filmin hikâyesini müzikle daha derin bir şekilde harmanlayan 11 orijinal şarkının ortaya çıkmasını sağladı. Bunun dışında Nazareth'in "Love Hurts" şarkısının cover versiyonu soundtrack'te öne çıkarken filmde çalan şarkılardan biri olan To Forget You, yönetmenin annesi Ginnie Mollner tarafından seslendiriliyor. Bu da böyle güzel bir detay.Bir başyapıt olmadığını kabul etmeme rağmen filmi çok beğendimi belirtmek istiyorum. Benim gibi gerilim filmleri tutkunu seyircilere bahsettiğim yenilikler sınırlı bile gelebilir, ancak oyunculukların ve yaratılan atmosferin akılda kalmadığını söylemek de haksızlık olur. Hatta benim aklımda o kadar kaldı ki filme özel baskılı bir tişörtün siparişini de biraz önce verdim.Strange Darling hakkında neden bu kadar geç yorum yazdığımı bilmiyorum. Muhtemelen sinema aşkımı böylesine tazeleyen bir filme herkesin bir şeyler yazacağını düşündüm. Ev sinemalarına geldiğinde hak ettiği değeri göreceğine hatta biraz daha abartayım, kült statüsüne erişeceğini düşünsem de hala gişede hak ettiği değeri görememek üzücü. Belki de hala büyük ekranda izleme şansınız varken bunu değerlendirmeye davet etmek için iki kelam etmek istiyorum. Ben iki kez izledim ve merak eden bir arkadaşımla sürekli olarak irili ufaklı sürprizlerle dolu bu filme üçüncü kez gitmeye hazırım.
Film "gerçek bir hikâyeye dayanıyor" iddiasıyla izleyiciyi daha da korkutmaya çalışsa da bunun gerçek olmadığını baştan belirtelim. Sırtını dayadığı öykü aslında oldukça sıradan: Bir seri katil ve kurbanının arasındaki tehlikeli ve ölümcül bir kovalamaca etrafında şekillenen bir kedi-fare oyunu. Kaç Sevgilim’de karakterler arası dinamikler ön plana çıkarken gerilim sıradan bir av ve avcı kovalamacasının ötesine taşınıyor. Yönetmen, tedirginliğin dozunu yalnızca şiddet ya da tehdit unsurlarıyla değil, zamanla oynadığı kurgusal dokunuşlarla da arttırıyor. Mollner’in bu hamleleri seyircinin dikkatini sürekli ayakta tutan bir yapı inşaa etmesine yardımcı oluyor elbette. Bölümlerin sıralanışı ise 3-5-1-4-2-6 ve KAPANIŞ.Aynı zamanda deneyimli bir oyuncu olan Giovanni Ribisi’nin görüntü yönetimi, izleyiciye karakterlerin iç dünyasını daha yakından hissettiren görsel bir dil sunuyor. Minimal oyuncu kadrosunun performansını ve neredeyse tek bir mekânda geçen filmin atmosferini daha da zenginleştiren ise benzersiz müzikler. Hem ürkütücü hem de nazik tonlarıyla dikkat çeken şarkılar indie rock sanatçısı Z Berg tarafından bestelenmiş. Folk tınılarıyla atmosfere katkı sağlayan müzikler, filmin karanlık romantizmine ürpertici bir güzellik sunuyor. Yönetmenin Z Berg'le olan işbirliği, filmin hikâyesini müzikle daha derin bir şekilde harmanlayan 11 orijinal şarkının ortaya çıkmasını sağladı. Bunun dışında Nazareth'in "Love Hurts" şarkısının cover versiyonu soundtrack'te öne çıkarken filmde çalan şarkılardan biri olan To Forget You, yönetmenin annesi Ginnie Mollner tarafından seslendiriliyor. Bu da böyle güzel bir detay.Bir başyapıt olmadığını kabul etmeme rağmen filmi çok beğendimi belirtmek istiyorum. Benim gibi gerilim filmleri tutkunu seyircilere bahsettiğim yenilikler sınırlı bile gelebilir, ancak oyunculukların ve yaratılan atmosferin akılda kalmadığını söylemek de haksızlık olur. Hatta benim aklımda o kadar kaldı ki filme özel baskılı bir tişörtün siparişini de biraz önce verdim.Strange Darling hakkında neden bu kadar geç yorum yazdığımı bilmiyorum. Muhtemelen sinema aşkımı böylesine tazeleyen bir filme herkesin bir şeyler yazacağını düşündüm. Ev sinemalarına geldiğinde hak ettiği değeri göreceğine hatta biraz daha abartayım, kült statüsüne erişeceğini düşünsem de hala gişede hak ettiği değeri görememek üzücü. Belki de hala büyük ekranda izleme şansınız varken bunu değerlendirmeye davet etmek için iki kelam etmek istiyorum. Ben iki kez izledim ve merak eden bir arkadaşımla sürekli olarak irili ufaklı sürprizlerle dolu bu filme üçüncü kez gitmeye hazırım.