Ali İzzet Keçeci yazdıDe ki; La ilahe illallah İbrahim halilullah. Allahtan başka ilah yoktur ve İbrahim onun dostudur. Kudüs şehri şüphesiz dünya üzerinde en büyük öneme haiz olan ve üç dinin kaynaklarında da övülen ve sahip çıkılan bir kenttir. Kudüs şehrini çevreleyen surlar, şehrin en eski yerleşik halkına kadar gitmekle birlikte Haçlı ordularının ele geçirdiği günden Selahattin Eyyubi’nin tekrar şehri ele geçirdiği güne değin pek çok kez yenilenmiştir. Günümüzdeki halini alış tarihi ise Osmanlı Devletine ve Kanuni Sultan Süleyman dönemine rastlamaktadır. Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren şehirde daha rahat bir şekilde yerleşik hale gelen ve uzun yüzyıllardır bu topraklardan ayrı kalan Yahudiler, bölgenin yine en eski topluluklarının ortak dini olan Hristiyanlık ve Hristiyanlar ve Müslümanlar bu şehirde tıpkı kadim kitaplarında anlatıldığı üzere kutsal değerlerle birlikte yaşamaktaydı.Öyle ki; Üç dinin de ortak atası olan İbrahim peygamber bu topraklarda yaşamış ve oğulları İsmail ve İshak’ın soyundan bu kadim dinler süre gelmişti. Bugün Filistin’in El Halil kentinde yer alan ve benimde bizzat ziyaret etme şerefine eriştiğim Harem-i İbrahim’de, İbrahim peygamber, oğlu İshak, onun oğlu Yakup ve onun oğlu Yusuf peygamberler dört nesil İbrahimi evlatlar olarak yatmaktadır. Kudüs şehri tarihin hemen tüm dönemlerinde gerek dinler açısından gerekse siyasi açıdan önemini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Kudüs şehrinin surlarının onarımı ve şehrin imarı konusunda çok titiz davranan Kanuni Sultan Süleyman, surların en önemli kapısı olan Yafa kapısının giriş kitabesine “La ilahe illallah, İbrahim halilullah” yazdırarak bu topraklarda var olan tüm dinlerin ortak atası olan İbrahim Peygamber üzerinden siyasi mesajını vermiş ve bu topraklarda bu dinlerin tüm temsilcilerinin huzur içinde yaşayabileceğini işaret etmiştir.Ortadoğu’nun kilit noktası olan Kudüs ve şehrin en önemli noktasında yer alan Yafa kapısı bugün halen üç dinin temsilcilerinin altından geçtiği bir kapıdır, yaşanan tüm acılara ve felaketlere rağmen bu kapı da bu topraklarda bu üç dinin kullanımından geri kalmamıştır. Üç kapının hikayesinin son bölümüne konu olan Yafa kapısı, ilk iki kapı olan “İştar Kapısı” ve “Hadrian Kapısı”nın taşıdığı önemden daha geri bir öneme sahip değildir. Tarih ve medeniyetin başladığı topraklarda bu üç kapı, dünü, bugünü ve yarını temsil etmektedir. Öyle ki; Mezopotamya ve Roma geçmişlerini temsil eden ilk iki kapının devamı olarak Yafa kapısı tüm medeniyet tarihine mesaj vermekte ve özellikle barındırdığı barış mesajıyla bugünlerde daha iyi anlaşılması gereken bir mesaj vermektedir.Bu mesaj; İbrahim peygamberin evlatlarının barış içinde yaşamasının ne kadar mümkün olduğunun göstergesidir Yafa kapısı ve medeniyetin bir dine yada millete değil, tüm insanlığa ait olduğunun bir yansımasıdır. Allah’ın dostu olma şerefine erişmiş bir atanın evlatları olarak bugünün Kudüs halkı büyük bir mirasa ve sorumluluğa ev sahipliği yapmaktadır.
Savaşın yeni savaşları, barışın ise yeni bir hayatı müjdelediği, Süleyman peygamberden, İsa peygambere ve daha nicelerine ev sahipliği yapan bu kadim topraklar, Yafa kapısından yayılan barış ve kardeşlik mesajına hak ettiği değeri yaşatacak onur ve kabiliyettedir. Her taşında bir manevi izi taşıyan Kudüs şehri ve onun surları yalnızca bir sırrı değil, bir mesajı da içinde barındırmaktadır. İbrahim’in sırrı aynı zamanda İbrahim’in mesajıdır. O mesaj ki; Allahtan başka ilah yoktur ve İbrahim Allah’ın Halil’i yani dostudur mesajında gizlidir. Sırra ermenin aynı zamanda ağır bir sorumluluk getirdiği muhakkaktır, tıpkı Hazreti Mevlana ve Şemsi Tebrizi dostluğunda olduğu gibi, sırra ermek yürek ister, o sırra eren er ise aynı zamanda tüm hayatından ve benliğinden vazgeçmiş demektir. Yafa kapısı ile noktaladığımız üç kapının hikayesi serisi ile, İlkçağdan günümüze bu üç kapı vasıtasıyla medeniyet ve insanlık tarihine ve aynı zamanda geleceğe bir bakmak istedik. Dünün yaşanmışlıkları bugünün yaşananlarına ve yarının yaşanacaklarına her daim referans olacak türdendir. Şüphesiz dünya üzerinde nice sırlara ve mesajlara sahip olan onlarca kapı vardır. Sırrına erme arzusuyla bizzat altından geçtiğim bu üç kapının medeniyete ve insanlığa dair mesajlarını bir nebze paylaşmak istedim.Peki sırra erdik mi ve mesajı anlayabildik mi? El cevap;De ki; Allah’tan başka ilah yoktur ve İbrahim Allah’ın dostudur. İbrahim’in evlatlarından ve ibrahimi evlatlardanım, sırra ermek mi?İşte o yürek ister, biz yalnız İbrahim’in izinden gidenlerdeniz. Üç kapının sırrına ermek ve mesajına elçi olmak ümidi ile…
İLGİLİ HABER
Üç kapının hikayesi: Hadrian KapısıİLGİLİ HABER
Üç kapının hikayesi: İştar KapısıSavaşın yeni savaşları, barışın ise yeni bir hayatı müjdelediği, Süleyman peygamberden, İsa peygambere ve daha nicelerine ev sahipliği yapan bu kadim topraklar, Yafa kapısından yayılan barış ve kardeşlik mesajına hak ettiği değeri yaşatacak onur ve kabiliyettedir. Her taşında bir manevi izi taşıyan Kudüs şehri ve onun surları yalnızca bir sırrı değil, bir mesajı da içinde barındırmaktadır. İbrahim’in sırrı aynı zamanda İbrahim’in mesajıdır. O mesaj ki; Allahtan başka ilah yoktur ve İbrahim Allah’ın Halil’i yani dostudur mesajında gizlidir. Sırra ermenin aynı zamanda ağır bir sorumluluk getirdiği muhakkaktır, tıpkı Hazreti Mevlana ve Şemsi Tebrizi dostluğunda olduğu gibi, sırra ermek yürek ister, o sırra eren er ise aynı zamanda tüm hayatından ve benliğinden vazgeçmiş demektir. Yafa kapısı ile noktaladığımız üç kapının hikayesi serisi ile, İlkçağdan günümüze bu üç kapı vasıtasıyla medeniyet ve insanlık tarihine ve aynı zamanda geleceğe bir bakmak istedik. Dünün yaşanmışlıkları bugünün yaşananlarına ve yarının yaşanacaklarına her daim referans olacak türdendir. Şüphesiz dünya üzerinde nice sırlara ve mesajlara sahip olan onlarca kapı vardır. Sırrına erme arzusuyla bizzat altından geçtiğim bu üç kapının medeniyete ve insanlığa dair mesajlarını bir nebze paylaşmak istedim.Peki sırra erdik mi ve mesajı anlayabildik mi? El cevap;De ki; Allah’tan başka ilah yoktur ve İbrahim Allah’ın dostudur. İbrahim’in evlatlarından ve ibrahimi evlatlardanım, sırra ermek mi?İşte o yürek ister, biz yalnız İbrahim’in izinden gidenlerdeniz. Üç kapının sırrına ermek ve mesajına elçi olmak ümidi ile…