Yusuf Çifci yazdı
Karsu, 28. İstanbul İstanbul Caz Festivali kapsamında “Karsu Plays Atlantic Records” başlığı ile 20 Eylül akşamı sahnedeydi. İki bölümden oluşan konserin birinci bölümünde Karsu, Atlantic Records’un kuruluş hikâyesi ve dolayısıyla da Ahmet Ertegün’ün 2006’ya kadar sürecek olan müzik tutkusunu anlattı. Yani Rolling Stones, Aretha Franklin, Bee Gees, Led Zeppelin ve Eric Clapton’a uzanan bir yolculuk… Karsu’nun adını çok duydum, şarkılarını çok dinledim ama bu kadar etkileneceğimi tahmin eder miydim? Asla!
Karsu, konsere “Havada Bulut Yok” türküsü ile başladı. Tabii, İstanbul Caz Festivali kapsamındaki bir konserde Yemen Türküsü olarak bilinen parçanın seçilmesinin nasıl bir hikmeti vardı? karsu şarkı bitiminde buna açıklık getirdi. Ekranlara beliren Atatürk görseliyle bizi Karsu, Cumhuriyet’in kuruluşuna götürecekti. Yani o zamanlar henüz kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyet’in ilk yıllarına. Bu yıllarda Washington’a bir elçilik binası açılacak ve büyükelçi olarak da Münîr Ertegün atanacaktı. Bu arada hemen belirteyim Karsu çok iyi şarkıcı olmasının yanı sıra çok iyi bir hikâye anlatıcısı. (Hikâye anlatıcısı bence yapılan işi tam olarak karşılamıyor. Storyteller kelimesini de kullanmak istemiyorum. Meddah peki? TDK canım, orada mısın? Uyudun mu?) Hem sempatikliği hem de kültürel donanımı ile izleyen herkesin onu pürdikkat dinlemesini sağladı Karsu. İşte bu harika anlatım yeteneği ile Karsu yaklaşık bir saat sürecek olan hikâyesine başladı. Üstelik bu hikâyenin kahramanlarından bir tanesi de kendisiydi.
Münîr Ertegün’ün Washington’a büyükelçi olarak atanmasıyla birlikte onun ikinci oğlu olan Ahmet Ertegün burada müzik çevreleriyle tanıştı. Müziğe tutku ile bağlı olan Ahmet, ardından dünyaca ünlü pek çok yeteneği müzik dünyası ile buluşturacağı Atlantic Records’u kurdu. Rolling Stones, Aretha Franklin, Bee Gees, Led Zeppelin ve Eric Clapton… Karsu hem Ahmet Ertegün’ün bu isimlerle tanışmasını anlattı hem de bu isimlerden parçalar seslendirdi. Peki, Karsu ile Ahmet Ertegün’ün nasıl bir ilişkisi vardı? Karsu, 2006 yılında –Ahmet Ertegün o sırada 83 yaşında- bir şekilde Ertegün’ün asistanının numarasına ulaşmıştı. Kendisi heyecanlandığı için babası Karsu’nun müziğe olan tutkusunu büyük bir coşkuyla anlattı asistana. Hatta Ahmet Ertegün’ün Karsu’yu dinlemesini rica etti. Fakat bilmedikleri bir şey vardı. Ahmet Ertegün üç gün önce Rolling Stone konserinde düşmüş ve yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti. İşte hikaye bitiminde Karsu, piyanosunun başına geçti ve Tarkan’ın hit şarkısı İnci Tanem’i seslendirdi. Ne diyordu şarkıda: “Çaresizim mecbur bu veda / Kokun üzerimde gidiyorum uzaklara / Sığınıp anılara bu hasrete dayanırız elbet / Ümidimiz muradına erecek sabret”
İkinci Bölümde Bambaşka Bir Karsu
Karsu, Atlantic Records sanatçılarının şarkılarını seslendirdiği ilk bölümünün ardından tam da herkes konserin bittiğini düşünürken yepyeni bir kostümle tekrardan sahneye döndü. Konserin bu ikinci bölümünde ise kendisi ile özdeşleşen pek çok şarkıyı seslendirdi. Özellikle Jest Oldu ve Esmerim Biçim Biçim şarkılarındaki coşku görülmeye değerdi.
Özetle 20 Eylül akşamı Harbiye’de bir dünya yıldızını izleme şansına eriştim. Üstelik bu dünya starı kırık Türkçesine rağmen “Hollandalılara kek börek nasıl yapılır, gösteriyorum.” diyecek kadar bizden biriydi.
Karsu, 28. İstanbul İstanbul Caz Festivali kapsamında “Karsu Plays Atlantic Records” başlığı ile 20 Eylül akşamı sahnedeydi. İki bölümden oluşan konserin birinci bölümünde Karsu, Atlantic Records’un kuruluş hikâyesi ve dolayısıyla da Ahmet Ertegün’ün 2006’ya kadar sürecek olan müzik tutkusunu anlattı. Yani Rolling Stones, Aretha Franklin, Bee Gees, Led Zeppelin ve Eric Clapton’a uzanan bir yolculuk… Karsu’nun adını çok duydum, şarkılarını çok dinledim ama bu kadar etkileneceğimi tahmin eder miydim? Asla!
Karsu, konsere “Havada Bulut Yok” türküsü ile başladı. Tabii, İstanbul Caz Festivali kapsamındaki bir konserde Yemen Türküsü olarak bilinen parçanın seçilmesinin nasıl bir hikmeti vardı? karsu şarkı bitiminde buna açıklık getirdi. Ekranlara beliren Atatürk görseliyle bizi Karsu, Cumhuriyet’in kuruluşuna götürecekti. Yani o zamanlar henüz kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyet’in ilk yıllarına. Bu yıllarda Washington’a bir elçilik binası açılacak ve büyükelçi olarak da Münîr Ertegün atanacaktı. Bu arada hemen belirteyim Karsu çok iyi şarkıcı olmasının yanı sıra çok iyi bir hikâye anlatıcısı. (Hikâye anlatıcısı bence yapılan işi tam olarak karşılamıyor. Storyteller kelimesini de kullanmak istemiyorum. Meddah peki? TDK canım, orada mısın? Uyudun mu?) Hem sempatikliği hem de kültürel donanımı ile izleyen herkesin onu pürdikkat dinlemesini sağladı Karsu. İşte bu harika anlatım yeteneği ile Karsu yaklaşık bir saat sürecek olan hikâyesine başladı. Üstelik bu hikâyenin kahramanlarından bir tanesi de kendisiydi.
Münîr Ertegün’ün Washington’a büyükelçi olarak atanmasıyla birlikte onun ikinci oğlu olan Ahmet Ertegün burada müzik çevreleriyle tanıştı. Müziğe tutku ile bağlı olan Ahmet, ardından dünyaca ünlü pek çok yeteneği müzik dünyası ile buluşturacağı Atlantic Records’u kurdu. Rolling Stones, Aretha Franklin, Bee Gees, Led Zeppelin ve Eric Clapton… Karsu hem Ahmet Ertegün’ün bu isimlerle tanışmasını anlattı hem de bu isimlerden parçalar seslendirdi. Peki, Karsu ile Ahmet Ertegün’ün nasıl bir ilişkisi vardı? Karsu, 2006 yılında –Ahmet Ertegün o sırada 83 yaşında- bir şekilde Ertegün’ün asistanının numarasına ulaşmıştı. Kendisi heyecanlandığı için babası Karsu’nun müziğe olan tutkusunu büyük bir coşkuyla anlattı asistana. Hatta Ahmet Ertegün’ün Karsu’yu dinlemesini rica etti. Fakat bilmedikleri bir şey vardı. Ahmet Ertegün üç gün önce Rolling Stone konserinde düşmüş ve yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti. İşte hikaye bitiminde Karsu, piyanosunun başına geçti ve Tarkan’ın hit şarkısı İnci Tanem’i seslendirdi. Ne diyordu şarkıda: “Çaresizim mecbur bu veda / Kokun üzerimde gidiyorum uzaklara / Sığınıp anılara bu hasrete dayanırız elbet / Ümidimiz muradına erecek sabret”
İkinci Bölümde Bambaşka Bir Karsu
Karsu, Atlantic Records sanatçılarının şarkılarını seslendirdiği ilk bölümünün ardından tam da herkes konserin bittiğini düşünürken yepyeni bir kostümle tekrardan sahneye döndü. Konserin bu ikinci bölümünde ise kendisi ile özdeşleşen pek çok şarkıyı seslendirdi. Özellikle Jest Oldu ve Esmerim Biçim Biçim şarkılarındaki coşku görülmeye değerdi.
Özetle 20 Eylül akşamı Harbiye’de bir dünya yıldızını izleme şansına eriştim. Üstelik bu dünya starı kırık Türkçesine rağmen “Hollandalılara kek börek nasıl yapılır, gösteriyorum.” diyecek kadar bizden biriydi.