Can Yeşiloğlu (OnstOn), Eda İlbeyci, Emre Evcimen, Funda Alkan, Leyla Pekmen ve Volkan Dinçer'in eserlerinin yer aldığı "Carpe Urbem I: Kent ve Yaşam" isimli grup sergisi, geçtiğimiz günlerde ziyarete açıldı. İpek Yeğinsü'nün küratörlüğünü üstlendiği sergi, Bonvivant İzmir Alsancak'ta 31 Mart'a kadar ziyaret edilebilecek.Küratöryel metin:Latincede carpe diem et fugere urbem diye bir söz kullanılır. Carpe diem deyişinin “günün tadını çıkar” anlamına geldiğini hepimiz biliriz.
Oysa cümlenin en önemli bölümü daha az bilinen ikinci yarısıdır, çünkü bunu yapabilmenin yolunu açıklar: “Şehirden kaç”.
Bu sözden anlıyoruz ki kentin karmaşası, birey için antik dönemlerde bile kimi zaman yorucu olmuştur. Ancak onun bir de insanı besleyen,
yenileyen, merakla dolduran ve eyleme davet eden bir yanı vardır. Kentin renkleri, sesleri, dokusu ve devinimi, ilk bakışta algılanamayacak
kadar çok katmanlı ve zengindir. Kenti tam anlamıyla hissedebilmek için onun akışına kapılmak, onu solumak, ona katılmak, kısacası ona
teslim olmak gerekir. Ancak bunu yapabilenler için keşfedilmesi en keyifli hazinelerden birine dönüşür. İşte o zaman bambaşka bir ifade
dökülür o yorgun ama mutlu Romalı’nın ağzından:
“Carpe urbem!” ya da “Şehrin tadını çıkar!”
Karmaşık yapısıyla yaratıcılığı durmaksızın tetikleyen kent, aynı zamanda sanatçılar için eşsiz bir esin kaynağıdır. “Carpe Urbem I: Kent ve Yaşam”,
İzmir doğumlu altı çağdaş sanatçıyı kentte iyi yaşam kavramının simgeleştiği bir mekan olan Bonvivant’ta bir araya getirir. Sergide yer bulan
farklı teknik ve tematik yaklaşımlar kent kavramı çevresinde bütünleşerek, onun gerek doğa, gerek insanla olan ilişkisinin çok katmanlı
karakterini gözler önüne serer. Böylece Bonvivant ile parçası olduğu kent arasındaki bağın derinliğinin de altını çizer.
Oysa cümlenin en önemli bölümü daha az bilinen ikinci yarısıdır, çünkü bunu yapabilmenin yolunu açıklar: “Şehirden kaç”.
Bu sözden anlıyoruz ki kentin karmaşası, birey için antik dönemlerde bile kimi zaman yorucu olmuştur. Ancak onun bir de insanı besleyen,
yenileyen, merakla dolduran ve eyleme davet eden bir yanı vardır. Kentin renkleri, sesleri, dokusu ve devinimi, ilk bakışta algılanamayacak
kadar çok katmanlı ve zengindir. Kenti tam anlamıyla hissedebilmek için onun akışına kapılmak, onu solumak, ona katılmak, kısacası ona
teslim olmak gerekir. Ancak bunu yapabilenler için keşfedilmesi en keyifli hazinelerden birine dönüşür. İşte o zaman bambaşka bir ifade
dökülür o yorgun ama mutlu Romalı’nın ağzından:
“Carpe urbem!” ya da “Şehrin tadını çıkar!”
Karmaşık yapısıyla yaratıcılığı durmaksızın tetikleyen kent, aynı zamanda sanatçılar için eşsiz bir esin kaynağıdır. “Carpe Urbem I: Kent ve Yaşam”,
İzmir doğumlu altı çağdaş sanatçıyı kentte iyi yaşam kavramının simgeleştiği bir mekan olan Bonvivant’ta bir araya getirir. Sergide yer bulan
farklı teknik ve tematik yaklaşımlar kent kavramı çevresinde bütünleşerek, onun gerek doğa, gerek insanla olan ilişkisinin çok katmanlı
karakterini gözler önüne serer. Böylece Bonvivant ile parçası olduğu kent arasındaki bağın derinliğinin de altını çizer.