Liszt Enstitüsü Macar Kültür Merkezi İstanbul, Budapeşte’deki Deák 17 Gallery’nin, Budapeşte’de bir hobiden önemli bir alt-kültüre dönüşen kaykaycılığın 1980’li ve 90’lı yıllar boyunca yaşam tarzı ve gençlik üzerindeki etkisini inceleyen sergisi “Burası kaykay Parkı Değil”e ev sahipliği yapıyor. 18 Kasım 2021 – 19 Ocak 2022’ye kadar açık kalacak sergi kaykayın gelişimini, tasarımının tarihini ve kendine özgü hareketlerinin ortaya çıkışını objeler, arşiv fotoğrafları, eğilimleri belgeleyen görseller ve bu etkinliğe özel hazırlanan kısa röportajlar vasıtasıyla ziyaretçiyle buluşturuyor.
Sergi, 1970'lerin sonunda Budapeşte'de büyüyen bir genç neslin ve “Batılı” gençlerin benimsediği bir yaşam tarzının yerel yorumunun tarihsel izlerini sürüyor. “Burası kaykay parkı değil” tabiri, sokak kaykayının başka yerler gibi Macaristan’da da ortaya çıktığı ve geliştiği, moda olan bir hobinin zamanla risk, cesaret ve düşüşleri içerecek şekilde kolektif bir kendini ifade aracına dönüştüğü 80’li yıllar boyunca sıklıkla duyulan bir tabirdi. 1990’lı yıllar ise Macaristan’da kaykaycılığın altın çağı olarak yaşanıyor. Kaykay toplulukları bu dönemde en geniş ve aktif haline ulaşarak, uluslararası ölçütlerde ustalaşacak yeni bir kuşağa imkanlar yarattı. İnternet çağından önceki yıllarda dergi, video ve yerel markalar kaykaycıların bir dayanışma içinde tutuyordu. 2000’li yıllardan itibaren ise yerel yönetimler kaykay parkları inşa etmeye başladı, hareketler internetten günü gününe takip edilebilir oldu ve 2020 itibariyle kaykay Olimpik bir spor dalı sayıldı. Günümüzde Budapeşte, kendine has imkanları, farklılaşan topografyası ve kamusal alanlarıyla kaykaycılara, tıpkı kırk yıl önce olduğu gibi cezbedici imkanlar sunuyor. Kırk yılın üzerinde bir zaman dilimine yayılan bu serüveni takip etmek sadece kaykayda ve hareketlerdeki değişiklikleri değil, medyanın kaykaycılara dair algısındaki değişimi de gözler önüne seriyor.
Sergi ayrıca, Türkiye Kaykay Federasyonu’yla işbirliği içinde, takım müdürü Cenk Kulioğlu’nun danışmanlığında kaykayın Türkiye’deki benzer serüvenini de paylaşıyor. Neredeyse Macaristan’daki tarihiyle paralel ilerleyen kaykayın tarihi Türkiye’de, kimi zaman imkan yokluğundan kimi zamansa malzeme eksikliğinden kaynaklı bir resim çiziyor. Günümüzde ise Türkiye’de şehirlerde kurulan kaykay parklarından Olimpiyatlarda Türkiye’yi temsil eden federasyona kadar kaykay kendine has bir yol çiziyor. Serginin Türkiye ayağı, gazete kupürleri, fotoğraflar ve videolar üzerinden tarif ediliyor.
Bu sergiyle eş zamanlı olarak merkezde, dünyanın dört bir tarafını gezip graffiti fotoğrafları çeken gezgin György Konkoly-Thege'nin “Social Graffiti” başlıklı fotoğraf sergisi de açılıyor. Bu sergi kapsamında ise Budapeşte sokaklarında duvarlara işlenmiş dev boyuttaki resim sanatını (mural) anlatan keyifli bir video da ziyaretçileri bekliyor.
Sergi, 1970'lerin sonunda Budapeşte'de büyüyen bir genç neslin ve “Batılı” gençlerin benimsediği bir yaşam tarzının yerel yorumunun tarihsel izlerini sürüyor. “Burası kaykay parkı değil” tabiri, sokak kaykayının başka yerler gibi Macaristan’da da ortaya çıktığı ve geliştiği, moda olan bir hobinin zamanla risk, cesaret ve düşüşleri içerecek şekilde kolektif bir kendini ifade aracına dönüştüğü 80’li yıllar boyunca sıklıkla duyulan bir tabirdi. 1990’lı yıllar ise Macaristan’da kaykaycılığın altın çağı olarak yaşanıyor. Kaykay toplulukları bu dönemde en geniş ve aktif haline ulaşarak, uluslararası ölçütlerde ustalaşacak yeni bir kuşağa imkanlar yarattı. İnternet çağından önceki yıllarda dergi, video ve yerel markalar kaykaycıların bir dayanışma içinde tutuyordu. 2000’li yıllardan itibaren ise yerel yönetimler kaykay parkları inşa etmeye başladı, hareketler internetten günü gününe takip edilebilir oldu ve 2020 itibariyle kaykay Olimpik bir spor dalı sayıldı. Günümüzde Budapeşte, kendine has imkanları, farklılaşan topografyası ve kamusal alanlarıyla kaykaycılara, tıpkı kırk yıl önce olduğu gibi cezbedici imkanlar sunuyor. Kırk yılın üzerinde bir zaman dilimine yayılan bu serüveni takip etmek sadece kaykayda ve hareketlerdeki değişiklikleri değil, medyanın kaykaycılara dair algısındaki değişimi de gözler önüne seriyor.
Sergi ayrıca, Türkiye Kaykay Federasyonu’yla işbirliği içinde, takım müdürü Cenk Kulioğlu’nun danışmanlığında kaykayın Türkiye’deki benzer serüvenini de paylaşıyor. Neredeyse Macaristan’daki tarihiyle paralel ilerleyen kaykayın tarihi Türkiye’de, kimi zaman imkan yokluğundan kimi zamansa malzeme eksikliğinden kaynaklı bir resim çiziyor. Günümüzde ise Türkiye’de şehirlerde kurulan kaykay parklarından Olimpiyatlarda Türkiye’yi temsil eden federasyona kadar kaykay kendine has bir yol çiziyor. Serginin Türkiye ayağı, gazete kupürleri, fotoğraflar ve videolar üzerinden tarif ediliyor.
Bu sergiyle eş zamanlı olarak merkezde, dünyanın dört bir tarafını gezip graffiti fotoğrafları çeken gezgin György Konkoly-Thege'nin “Social Graffiti” başlıklı fotoğraf sergisi de açılıyor. Bu sergi kapsamında ise Budapeşte sokaklarında duvarlara işlenmiş dev boyuttaki resim sanatını (mural) anlatan keyifli bir video da ziyaretçileri bekliyor.