Kundura Sinema’da yeni sezon, beyazperdenin ilk uluslararası yıldızı Asta Nielsen ile açılıyor. Danimarka asıllı oyuncu ve yapımcı Asta Nielsen’ın 7 filminin yer aldığı “Sinemanın İlk Divası: Asta Nielsen” adlı sessiz film seçkisi, Türkiye’den usta müzisyenlerin canlı performansları eşliğinde seyirciyle buluşacak. Toplumsal kodları bozan performatif oyunculuğuyla filmleri sık sık sansüre uğramış Asta Nielsen’ın kariyerini şekillendiren 7 filmin yer aldığı seçki, 2023-2024 sezonu boyunca Kundura Sinema’da izlenebilecek.
4 film arşivinden, restore kopyalarıyla
Seçki, Kundura Sinema’nın sinema tarihinden kadınları emekleri ve yaratıcılıklarıyla hatırlamaya ve keşfe davet eden sessiz film programı Sinemanın Öncü Kadınları kapsamında hazırlandı. Küratörlüğünü, İngiliz yazar, sinema eleştirmeni ve film tarihçisi Pamela Hutchinson’ın yaptığı seçkideki filmler, Almanya Film Arşivi ve Müzesi (DFF), Friedrich Wilhelm Murnau Vakfı, Danimarka Film Enstitüsü (DFI) ve Hollanda'nın ulusal film arşivi EYE Film Müzesi’nin arşivlerinden seçilerek oluşturuldu.
Diva’nın kariyerini şekillendiren 7 film
Nielsen’ın sinema kariyerini başlatan, ilk kışkırtıcı filmi de olan “The Abyss / Uçurum” (1910), dönemin en önemli melodramlarından “The Black Dream / Kara Rüya”(1911), ezber bozuculuğuna rağmen çok popüler de olan cross-dressing komedilerinden “Zapata’s Gang / Zapata’nın Çetesi” (1913/14) ve “The ABC of Love / Aşkın Alfabesi” (1916), Nielsen’ı büyük bir yıldız, yapımcı ve aşık rolünde kendinin kurgusal bir versiyonunda izleyeceğimiz “The Film Primadonna / Filmlerin Primadonnası” (1913) ve kariyerindeki en güçlü performanslarından birini verdiği“The Decline / Düşüş” (1922) adlı filmler, restore edilmiş kopyalarıyla gösterilecek.
Cüretkâr “Hamlet” de seçkide
Programın parlayan bir filmi de, cüretkâr Shakespeare uyarlaması “Hamlet” (1921) olacak. 22 Ekim Pazar akşamı caz efsanesi Okay Temiz’in müzikleri eşliğinde gösterilecek bu sessiz klasik, Shakespeare’in metnini diyalogsuz perdeye taşıyor ve Hamlet taklidi yapan Danimarka prensesi rolündeki Asta Nielsen’in benzersiz performansı, sinema tarihinin en ikonik karakterlerinden birini yaratıyor.
Feminist ikon: Asta Nielsen
Greta Garbo’nun “Bildiğim her şeyi ondan öğrendim” dediği Asta Nielsen, dönemin beklentilerinin aksine tutkulu, özgür ve cesur kadınları oynayarak riske girmekten çekinmemiş, kimi zaman yapımcısı da olduğu sıradışı projelerle, ardından gelen birçok kadın oyuncuya ilhâm kaynağı olmuş feminist bir ikon.
11 Eylül 1881’de Kopenhag’ın işçi sınıfı semtlerinden birinde dünyaya gelen Nielsen, oyunculuğa 17 yaşında iken tiyatro sahnelerinde başladı. Asıl çıkışını ise, sessiz sinemanın öncülerinden biri olarak kabul edilen 1910 Alman yapımı “Uçurum” ile yaptı. Daha sonra eşi de olacak Urban Gad’in yönettiği filmde sergilediği şehvetli Gaucho dansı performansı, birçok ülkede sansasyon yarattı ve Nielsen’in adını bir gecede yıldıza dönüştürdü. Sonrasında yaptığı her film olaylı oldu ve Nielsen’ın izleyicileri büyüleyen varlığı, duygusal derinliği ve güzelliği, onu dünya genelinde tanınmış bir isim haline getirdi. Alman seyircinin 1920’lerde “Die Asta” (Asta) olarak benimsediği Nielsen ayrıca, döneminin toplumsal sorunlarına da cesurca yaklaşan eserlerde oynamayı seçti ve özellikle “Hamlet” (1921), “Hedda Gabler” (1925) gibi uyarlamalardaki oyunculuk yeteneği onu hem tiyatroda, hem de sinemada sönmez bir yıldıza dönüştürdü. Sinemanın altın çağından sonra da birçok projede yer alarak kariyerini sürdüren Asta Nielsen, 1972’de yaşama veda ettiğinde 91 yaşındaydı ve onun başarısı, sinema dünyasının evrimini ve kadınların sinema sektöründeki rolünü şekillendiren önemli bir dönüm noktasını temsil ediyordu.