Şevval Sam: İki jenerasyon karşılıklı bu şarkıları birlikte söylesinler istedim

Müzisyen ve oyuncu Şevval Sam’ın, rock ve alaturkayı kendi tarzıyla tek potada harmanladığı yeni albümü “Rock’ıSeveriz”in plak lansmanı, Türkiye’de ilk defa, 18 Mayıs Cumartesi günü D&R İstinyePark’ta gerçekleştirildi. Medya ve sanat camiasından önemli isimlerin katıldığı, son derece keyifli geçen etkinliğe sanatçının hayranları ve müzikseverler de büyük ilgi gösterdi.

“Bu albüm benim için de ‘ters köşe’ oldu”

Müzik yazarı Murat Beşer’in moderatör olduğu söyleşide Şevval Sam, yeni albümü hakkında gelen soruları cevapladı. Şevval Sam; “Rock’ı Severiz”, rock ve alaturka müziğin birleştiği sıra dışı bir albüm. Ve benim için de bir çeşit ters köşe. En sevdiğim rock şarkıları kendi adıma aşina olduğum alaturka tarzda deneyimlemek istedim. Türk insanı olarak alıştığımız bildiğimiz bazı sesler var. Mesela bas ya da davul sesi duymayı alışkınız. Yani bu, bir açıdan bizim konfor alanımız. Bu albümde ise sadece ince saz tabir edilen kanun, keman ve klarnet ve ritim ile düzenlenmiş bambaşka bir anlayış var. Biz bu formatta dinleyiciye yeni bir konfor alanı vadediyoruz. Çünkü iyi bir şarkı hangi forma girerse girsin özünden ve güzelliğinden hiçbir şey kaybetmez. Bunlar çok güçlü ve ikonik şarkılar. O şarkıları hepimizin aşina olduğu alaturka formunda deneyimleme fikri beni çok heyecanlandırdı. Fazla yorum yapmadan, şarkıların sadece içine girip dokunmak ve çıkmak istedim. Bu benim için de son derece keyifli bir keşif yolculuğuydu diyebilirim.

"Mey’in sadece plakta olması plak severlere bir hediye”

Albümde “Mey” dışında diğer tüm parçaların dijitalde olmasıyla ilgili soruya Sam, şu cevabı verdi; “Herkes bunu soruyor. 10 şarkıdan oluşan albümdeki şarkıların 9’u dijital platformlarda var ama ‘Mey’ sadece plakta. Bu parçayı plak severlere bir hediye olarak düşündük. Daha doğrusu sevgili Murat Beşer’in böyle bir önerisi oldu. Diğer şarkılara yetiştirememiştik Mey’i; Sevgili Murat da “o zaman bu şarkı plak severler için bir hediye olsun” dedi. Ben de kendisinin deneyimine ve düşüncelerine çok değer veririm, öyle yaptım. Mey şarkısı sadece plakta yer almış oldu.

“Plak benim için özel”

Plak formatının kendisi için özel bir öneminin olduğunu belirten Sam; “Bizim jenerasyon fiziksel teması seven, dokunmaya alışkın bir jenerasyon. Kitabı bile açıp koklamak isteriz, kaldığımız yere çiçek filan koyarız. Müzik de öyle. CD’ler artık basılmıyor, kasetler de yok. Belki onlar da bir gün geri gelecek ama bu dokunma duygusunun en romantik yollarından biri olan plak geri döndüğü ve ilgi gördüğü için çok mutluyum. Hem duygusal açıdan, ürettiğim bir projenin yaşayan bir anısı olarak plağımı elime almak istedim hem de bir hatıra olsun dedim. Dünyada da artık plak satışları ciddi anlamda artmış vaziyette. Bunu bir fırsat bildiğim için ‘Rock’ı Severiz’ de müzikseverlere ve dinleyicilerimle plak vesilesiyle kavuşmak istedim” diye konuştu.

Repertuar nasıl belirlendi?

Şevval Sam, albümdeki şarkıları anlatırken; “Şarkıları genelde rock müzik tarihimizin ikonik parçalarından seçtik. Bazıları da bende iz bırakan şarkılar. Düzenlemeleri yaparken, var olan ezberimizin tamamen dışında bir anlayışın peşine düştüm. Mesela Gülpembe. Gülpembe’nin girişindeki ikonik bas girişini hepimiz hatırlarız. O bas gitarı Ahmet (Güvenç) Abi’den başka hiç kimse öyle çalamaz diye düşünüyorum. Bu yüzden ona benzer bir tını da olmasın dedim ve aynı girişi kemanla deneyimlemeye karar verdim. İstanbul’da Sonbahar’ı da bu albüme almayı çok istiyordum, çünkü çok sevdiğim bir şarkıdır. Rock şarkısı ama onun da bir makamı var; nihavent. Teoman acaba verir mi, söyleyebilir miyim acaba diye düşünürken telif bile almadı benden. Ona da çok teşekkür ediyorum. Aynı şekilde Mor ve Ötesi de en ikonik şarkıları olan “Bir derdim var” bu albümde yer almasına izin verdikleri için hem çok şanslı hissediyorum hem ve onlara müteşekkirim. Hele Araf, bambaşka bir deneyimdi bizim için. ‘Mey’i hazırlarken de biraz tango, biraz da bolero hissini yaşadık. ‘Haydi Gel İçelim'de Çigan unsurlar kullandık. Hele bi gel bize Karadeniz’i çağrıştırdı mesela.. Yani hem bize ait sesler hem bizim şarkılarımız hem de bambaşka bir anlayışta. Albümün adı da bu yüzden yani biz olduğumuz için “Rock'ı Severiz” oldu” ifadelerini kullandı.

“İki farklı jenerasyonu bir araya getirmek istedim”

Albümde iki farklı jenerasyonu bir araya getirmek istediğinin altını çizen Sam; “Yaptığım her işte iki farklı unsurun arasında köprü olma eğilimim belki de doğal olarak gelişti. Ama burada en çok yapmak istediğim şey, benim bireysel olarak farklı iki türü aynı duyguda deneyimlemek ve farklı jenerasyonları bir araya getirmek oldu. Çünkü ince saz sound’una orta yaşın üstündeki jenerasyonlar alışkın. Gençlere bu sound’u dinletmek zor olabiliyor. Aynı şekilde bazen de orta yaş üstü jenerasyona gençlerin dinlediği rock şarkılarını dinletmek zor olabiliyor. Ben dedim ki hem gençlerin şarkıları olsun hem ebeveynlerin sound’u olsun. İki jenerasyon aynı sofrada otursun ve karşılıklı bu şarkıları birlikte söylesinler istedim. Buna da ulaştığımı düşünüyorum” diye konuştu.

Enstrümantistlere özel teşekkür

Albümde kendisine enstrümanlarıyla eşlik eden Özdemir Güz, İsmail Karaşin, Furkan Eryoldaş ve Mert Elmas’a da teşekkür eden Sam, “Bu albümü onlarla yapmak hayatımın en güzel müzikal süreçlerinden biriydi. Başta onların da tereddütleri vardı ama şimdi ‘Yeni şarkıları ne zaman yapıyoruz’ diyorlar. Bu albümün onların da hayatına bir zenginlik kattığını düşünüyorum. Çünkü alıştığımız düşünce formlarından çıktığımızda hayatımız çok daha yaşanılabilir ve renkli olabiliyor, zenginleşiyor. Onlar da bunu benimle birlikte deneyimlediler. Hepsine çok teşekkür ediyorum” dedi.