Yusuf Çifci yazdı
Musa Yıldırım fotoğrafladı
Yolculuk perileri uçuşuyor zihnimde. İçimden bir ses, yeniden yolculuk vaktinin geldiğini söylüyor. Peki ama nereye? Tunceli’ye gideceğimi söylediğimde arkadaşlarım burun kıvırıyorlar. Ne alaka Tunceli? Yoksa sen Tuncelili misin? Kimsenin Tunceli’nin büyüleyici güzelliğe sahip olduğundan haberi yok. Hayır, diyorum yalnızca seyahat.
Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan küçük bir şehir Tunceli. Birbirine oldukça uzak sekiz tane ilçeden oluşuyor. Nüfusu ortalama bir şehrin mahalle nüfusuna denk. Yalnız 86 bin nüfusu var bu şehrin. Bu yüzden de bir havaalanı bulunmuyor. Hava yolu ile şehre ulaşmak isterseniz Elazığ yahut Erzurum hava limanlarını kullanmak zorundasınız. Biz daha önce Erzurum’u gördüğümüz için Elazığ üzerinden bu seyahati planladık. Elazığ’dan Tunceli merkezi yaklaşık 1 saat 15 dakika sürüyor.
Peki, Tunceli’de neler yapılır, nerelere gidilir? Dahası Tunceli’de ne yenir?
Tunceli nüfus olarak küçük bir şehir olabilir ama size sundukları koca koca şehirlerden bile daha büyük. Tunceli deyim yerindeyse bir cennet, bir doğa harikası.
Aşağıda sorularla “Tunceli’de ne yapılır?”a cevap arayacağız.
Tunceli Kaç Günde Gezilir?
Tunceli küçük bir fakat görülmesi gereken çok yer ve yapılması gereken çok aktivite var. Bu yüzden birkaç günlük bir gezi Tunceli için yeterli olmayabilir. Tunceli için en az üç gününüzü ayırmanız gerekiyor. Zaten yapacağım liste de üç günlük bir geziyi kapsayacak.
Tunceli’yi Gezerken Araba Kiralamak Gerekli midir?
Bunun cevabı evet. Tunceli küçük bir şehir olsa da yazının başında da söylediğim gibi ilçeler dağınık yerlerde bulunuyor. Bu yüzden tam anlamıyla Tunceli’yi gezebilmek için araba kiralanması şart. Araba kiralama işlemini biz Elazığ Havalimanı’nda yaptık. Dilerseniz siz de buradan yapabilirsiniz.
Tunceli’de Nerede Kalınır?
Terör yüzünden Tunceli pek fazla yatırım almamış. Ayrıca yine aynı sebepten dolayı turizm olarak da gelişmiş bir şehir değil. Bu yüzden Tunceli’de pek fazla otel alternatifi bulunmuyor. Son yıllarda büyük bir canlılık hâkim ama yeterli değil. Birkaç otel ve öğretmenevinde konaklama yapılıyor. Biz Atatürk Mahallesi’ndeki öğretmenevini tercih ettik. Hem yeni hem de fiyat olarak oldukça makuldü.
Tunceli’ye Hangi Mevsimde Gidilmeli?
Tunceli özellikle doğa turizmiyle ön plana çıkıyor. Bu yüzden doğanın en canlı olduğu bahar ayları tercih edilmeli. Yüksek dağlarla çevrili olmasından dolayı kışları epey karlı geçiyor, ulaşım aksıyor. Biz zamanımızın kısıtlı olmasından dolayı kasım ayını tercih ettik. Çok üşüyeceğimizi, gezimizin pek de verimli geçmeyeceğini düşünürken gittiğimizde büyük bir şok yaşadık çünkü hava gayet sıcaktı. Ayrıca son baharın tonlarını görmek de bizi büyüledi. Gün içerisinde tişörtle gezdik. Tabii, bize denk gelen dönem yazdan kalma bir hafta da olabilir. Bu yüzden ne olur ne olmaz bahar ya da yaz aylarında gitmenizde fayda var.
Bu arada Tunceli’de trekking ve rafting yapmak istiyorsanız yine yaz ve bahar ayları tercih edilmeli.
Tunceli Gezi Rotası
Doğaseverler için Tunceli büyüleyici bir kent ve sınırsız imkânlara sahip. Bu kendi doyasıya gezmeniz için üç günlük bir rota oluşturdum.
1. Gün: kutu deresi – Ağlayan Kayalar – Salördek – Pülümür
Tunceli iki nehrin birleştiği yerde kurulmuş. Yollar da bu iki nehre göre yapılmış. Bu yüzden Tunceli’de nereye giderseniz gidin bu iki nehir, yolculuk sırasında size eşlik ediyor. Tunceli gezisinin ilk gününde nispeten daha küçük olan Kutu Deresi yönünden Pülümür’e kadar uzanacağız.
Sabah erken saatlerde Tunceli merkezden yola çıkıp Kutu Deresi güzergâhını takip ediyoruz. Manzara gerçekten de büyüleyici. Kutu Deresi yol boyunca size yarenlik ediyor. Bu arada dere üzerinde inşa edilmiş harika kefelerde duraklayabilir ve nehrin büyüleyici güzelliğini seyredebilirsiniz. En dikkat çekici manzara Kara Haydar’ın Yeri isimli mekânda. Bir kayanın üzerine yeşil bir metalden inşa edilmiş burası. Mayıs ayından sonra yer bulmak bile mümkün değilmiş. İnsanlar nehir kenarında güneşlenip nehre giriyorlarmış.
Nehir üzerinde uygun bir yerde durup kayımızı kahvemizi içmişsek sırada Ağlayan Kayalar var. Yolun büyük bir çoğunluğunda internet çekmiyor. Bu yüzden güzergahın haritasını indirmeniz gerekiyor. İndirmemişseniz de sorun yok. Kutu Deresi’ni takip etmeniz yeterli. Ağlayan Kayalar yolun yaklaşık yarısında sağ tarafta bir anda karşınıza çıkıyor. Burada kayaların içerisinde sızan suların muhteşem görüntüsünü görebilirsiniz. Arabadan inerek burada fotoğraf çektirebilirsiniz.
Güzergahın belki de en güzel bölümü Ağlayan Kayaları geçince başlıyor. Salördek denilen ormanlık arazi sarının bugüne kadar görmediğiniz tonlarını ayaklarınıza seriyor. İlkbaharda gidenler muhtemelen bu tonları göremeyecek olsa da sonbaharda gidenler adeta büyüleniyor. Karlı dağlar, dev ağaçlar ve sarının tonları. Sanki bir masalın içindeymişsiniz hissi uyandırıyor. Arabanızı yolun başında bırakıp Salördek’in doğasının keyfini yürüyerek çıkarabilirsiniz.
Salördek gezimizin ardından nehrin devamında sırada Pülümür var. Aslında Pülümür’de yapılacak pek fazla bir şey yok ama ziyaret edilecek çok önemli bir şair var: Cemal Süreya. Pülümür Cemal Süreya’nın doğdu yer olarak biliniyor. Bu yüzden Pülümür’ün tam merkezine bir Cemal Süreya heykeli yapılmış.
2. Gün: Munzur Vadisi – Ovacık – Ovacık Gözleri
Tunceli gezisinin ikinci gününde bu sefer bize eşlik edecek olan nehir Munzur Nehri. Nehir Ovacık’tan başlayarak Tunceli merkezde bulunan baraja kadar kıvrımlar çizerek akıyor. Bu yüzden ikinci gün gezisinde Munzur Nehri’ni takip ediyoruz. Biz kasım ayında gittiğimiz için Tunceli’nin endemik bitkisi olan ters lalelere rastlayamadık fakat bahar aylarında giderseniz Munzur Vadisi’nde bol miktarda ters laleyi görebilirsiniz. Biz yol boyu ara ara duraklayarak manzaranın keyfini çıkarıp fotoğraf çektik.
Tunceli ve Ovacık arası yaklaşık 1 saat 20 dakika sürüyor. Ovacık’a vardığımızda burada halkla muhabbet ettik ve alışveriş yaptık. Bilindiği gibi Ovacık bazı tarım ürünlerinde oldukça dikkat çekici. Siz de Ovacık merkezde mola verip alışveriş yapabilirsiniz. Bu arada Ovacık’ı daha büyük bir ilçe olarak zihnimde canlandırmıştım ama Ovacık aslında bir kasaba büyüklüğünde. Bu arada Ovacık’ta bir de kayak pisti bulunuyor. Kış aylarında burada kayak yapılıyormuş. Kasım ayında henüz kar yağmadığı için deneyimleme şansımız olmadı.
Ovacık merkezden sonra yönümüzü ikinci gün gezimizin en dikkat çekici durağı olan Ovacık Gözeleri’ne çevirdik. Öncelikle göze su kaynağı anlamına geliyor. Peki, Ovacık Gözeleri hangi suyun kaynağı? Tabii ki de Munzur Nehri’nin. Ovacık Gözeleri Munzur Nehri’nin doğduğu yer. Benim bu gezide en çok etkilendiğim yerlerden biri oldu Ovacık Gözeleri. Gerçekten de görülmeye değer.
Bu arada Ovacık Gözeleri’nin nasıl oluştuğuna dair halk arasında anlatılan bir de efsane bulunuyor. Munzur Baba efsanesi olarak bilinen efsane şöyle:
Bu, Ovacık İlçesine bağlı Ziyaret köyü civarında yaşayan bir ağa ile Munzur isminde bir çobanın hikâyesidir. Munzur'un ağası Hac zamanı Hacca gitmiş. Ağa Hac’da iken Munzur bir gün ağanın hanımının yanına gelir ve 'Hatun, ağamın canı sıcak helva ister, helva yap da götüreyim' der. Ağanın hanımı önce şaşırır sonra 'herhalde çobanın canı helva yemek istiyor, kendisine helva yapayım da yesin diyerek helvayı pişirir ve bir bohçanın içinde Munzur'a verir. Munzur göz açıp kapayıncaya kadar helvayı ağaya götürür. Ağa Hac'da Munzur'u karşısında görünce şaşırır. Munzur; 'Ağam canın sıcak helva çekmişti sana helva getirdim' der ve elindeki bohçayı verir. Ağa bohçayı açar, sıcak helvayı görünce şaşırır. Munzur 'a bir şey söylemek ister ancak Munzur orada değildir. Hac'dan köyüne dönen ağayı köylüler topluca karşılamaya giderler. Munzur da elindeki süt dolu bakraçla birlikte köylülerin arkasından yürümeye başlar. Herkes ağaya yaklaşıp elini öpmek ister. Ağa, Munzur'u göstererek ‘Asıl eli öpülecek kişi Munzur'dur' der ve halk ile birlikte Munzur'a doğru koşar. Bunu gören Munzur panik içinde dağlara doğru kaçmaya başlar. Bu koşma sırasında Munzur'un elindeki bakraçtaki süt etrafa dökülür ve döküldüğü her yerde süt gibi beyaz sular fışkırır. Munzur da kayalarda kaybolup gider. İşte suların fışkırdığı bu yerler Munzur Suyu'nu, doğduğu gözelerdi.
Bahar ve yaz aylarında Ovacık’ta trekking yapmanız mümkün. Tabii, dağlara tek başınıza çıkmanız bölgeyi bilmiyorsanız zor olabilir. Bölgede tur düzenleyen çeşitli rehberlerle bu yürüyüşleri güvenle yapabilirsiniz.
Ayrıca Tunceli buzul göllerine sahip şehirlerimizden bir tanesi. Yine bahar aylarında rehberli turlarla buzul göllerini ziyaret edebilirsiniz.
3. Gün: Tunceli – Hozat – Harput
Gezimizin en sakin günü 3. gün. Özellikle görülmesi gerekenleri yerleri 1. ve 2. günde görmüştük. Gezimizin son gününde eksik kalan parçaları tamamlayacağız.
Tunceli merkezde yaklaşık 35 bin kişi yaşıyor. Nüfusun azlığına rağmen şehir merkezi oldukça hareketli. Şehir merkezinde birçok alkollü ve alkolsüz mekân bulunuyor. Bu mekânlarda çoğunlukla gençlerin sosyalleştiğini görüyoruz. Ayrıca Tunceli halkı gerçekten de çok kibar. Asla bakışlarla rahatsız olmuyorsunuz. Oldukça misafirperver bir şehir Tunceli. Şehir merkezinde dilerseniz alışveriş yapabilirsiniz.
Fatma Ana ziyaretinin ardından Ovacık Gözelerine göre oldukça küçük olan Halbori Gözeleri ziyaretlerini opsiyonel olarak tamamlamışsanız sırada Hozat var. Aslında Hozat’ta da görülmeye değer pek bir şey yok. Yol üzerinde küçük bir tur atılıp kilise ziyaretinin ardından dönüş yolumuzdaki Elazığ’ın bir ilçesi olan Harput’a geçiş yapabiliriz.
Elazığ ve Harbut’u başlı başına bir yazı konusu yapacağımız için burada sadece adını anıyoruz.
Tunceli’de Yapmadan Dönme
Rafting
Tunceli’de popüler aktivitelerden bir tanesi rafting. Munzur Çayı’nın debisinin yüksekliği ve oldukça hızlı akışından dolayı rafting için çok uygun. Bahar ve yaz aylarında rafting parkurunda bu sporu keyifle yapabilirsiniz. Rafting yapmak istiyorsanız Tunceli Su Sporları Merkezi bu konuda size yardımcı olacaktır.
Trekking
Tunceli pek çok yabani hayvana ve endemik bitkiye ev sahipliği yapıyor. Dağ keçicisi ve ters lale ilk akla gelenler arasından. Ayrıca muhteşem bir coğrafyası var. Bahar ve yaz aylarında çeşitli rotalarda rehberli turlar düzenleniyor. Mazgirt – Kırklar Dağı, Salördek, Masum Pak rotaları en bilinen rotalar arasında geliyor. Tunceli Dağcılık Kulübü ile Instagram üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Tunceli’de Ne Yenir?
Tunceli yemek konusunda doğası kadar gelişmiş değil. Tunceli mutfağı oldukça zayıf. Üç günlük ziyaretimiz dışında öyle aman aman bir şey yemedik. Bunun yanında beğendiğimiz birkaç tadı da paylaşmak isterim.
Tunceli’nin en meşhur yöresel yemeği Zerfet ya da diğer adıyla Babıko. Pide üzerine yoğurt ve tereyağı dökülerek yapılan bir yemek babıko.
Bir diğer yöresel yemek ise Sırım Şire Soj. Bu yemek de babıkonun lavaşlı ve rulo olarak sarılmış hali.
Bir çeşit ot yemeği olan Gulik de yine Tunceli’nin önemli bir yöresel yemeği.
Benim oldukça beğendiğim ve tatlı niyetine yediğimiz Zerfeti Kat Kat da yine bir Tunceli yemeği. Bu yemek dut, ceviz ve kayısının üzerine şerbet dökülerek yapılıyor.
Ayrıca yağlı ekmek ve şire qult da Tunceli’nin yöresel yemekleri arasında yer alıyor.
Tunceli’de Nerede Yenir?
Tunceli’nin tıpkı yemek çeşitliğinin azlığı kadar restoran azlığı da var. Bizim radarımıza takılan iki yer oldu. Bunlardan biri Tunceli merkezdeki Zembul Kadın Kooperatifi. Kadınların kurmuş olduğu bir kooperatif olan Zembul, yöresel yemekler yapıyor. Yemekleri gerçekten güzel. Ayrıca çalışan kadınlar da oldukça güler yüzde. Üstelik restoranın manzarası da harika.
Radarımıza takılan bir diğer yer ise Ovacık’ta bulunan Cuba Bistro Cafe isimli mekân. Bu mekân da yine yöresel yemekler yapıyor. Ovacık’a gitmişseniz buraya da uğrayabilirsiniz.
www.murekkephaber.com
çok değerli bilgileriniz için teşekkür ederim bizde gelecek ay gidecegiz cennnet gibi bir memleket Tunceli